Projeler

Elit Dayanıklılık Koşucularının Maksimum Oksijen Tüketimi ile Gen Varyantları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Dayanıklılık egzersizi yapma yeteneği, hücresel metabolizma, kardiyovasküler fonksiyon ve antropometrik profil gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Bu faktörler arasında, iskelet kasındaki yavaş kas liflerinin oranı ve maksimal kalp debisi gibi değişkenler bulunur, ki bu değişkenler maksimum oksijen tüketim hızını (VO2max) belirler. Bu ara özellikler, genetik faktörlerden önemli ölçüde etkilenir; yavaş kas liflerinin oranındaki değişkenliğin yaklaşık %40-50'si ve VO2max'in yüksek kalıtım oranı (h2 ≈ 0.5–0.6) genetik olarak belirlenir. Son on yılda, ACE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) geninin ilk kez "fiziksel performans için insan geni" olarak önerilmesinden bu yana, ACE ve diğer genlerin atletik statü üzerindeki etkilerini inceleyen sayısız çalışma yapılmıştır. Birkaç durumda, bu gen varyantları aerobik kapasite ve dayanıklılıkla ilişkili özellikler olarak aerobik kapasite ve kas lif bileşimiyle ilişkilendirilmiştir. Daha önce, bir vaka-kontrol çalışma tasarımı kullanılarak Ruslarda elit dayanıklılık sporcuları statüsü ile ilişkilendirilen arasında birçok ilişkili metabolik yolaklara ait yedi gen varyantı (PPARA rs4253778, PPARD rs2016520, PPARGC1A rs8192678 ve PPP3R1 promoter 5I/5D, UCP2 rs660339, UCP3 rs1800849 ve VEGFA rs2010963) rapor etmiştik. Bu bulgular, ilgili ara özelliklerin incelendiği birkaç rapordan elde edilen verilerle uyumluydu. Daha önce incelediğimiz yedi gen varyantından, PPARA, PPARD, PPARGC1A ve PPP3R1 genleri transkripsiyon faktörleri ve kofaktörlerini kodlarken, UCP2, UCP3 ve VEGFA hedef genlerini temsil eder. İnsan atletik performansındaki belirgin rolüne rağmen, en azından insan özellik dağılımlarının normal aralığı boyunca belirli bir genetik varyantın ana etkisini destekleyen kesin bir kanıt yoktur. Bu, karmaşık özelliklerin temelde poligenik (birçok küçük etkili gen) olduğu veya araştırmacıların tam bir dizi çevresel etkiyi dikkate almadığı veya her ikisinin de olduğu için olabilir. Bugüne kadar, dayanıklılık performansının muhtemelen birçok avantajlı genetik varyantın eşzamanlı varlığı tarafından belirlendiği kavramı yalnızca ilkesel olarak ele alınmıştır: birkaç çalışma henüz insan fiziksel performansını etkileyen birden fazla (yani 2'den fazla) genotip kombinasyonunun etkisini tanımlamaya veya nicelendirmeye çalışmamıştır ve hiçbiri bunu yedi genetik varyanttan fazlası için denememiştir. Bu nedenle, ATP, glikoz, insülin ve lipid metabolizması, mitokondriyal biyogenez, termogenez, kas lif tipi bileşimi ve anjiyogenez ile ilgili genlerdeki gen varyantlarına odaklanan bir çalışmada bu konuyu ele aldık.
2024-09-25 10:46:14
ARAŞTIRMA PROJESİ
Devam Ediyor
İş Yerlerinde, Ağır Metal Maruziyetinin Detoksifikasyonunda Tıbbi Aromatik Bitkilerden Sarımsak (Allium Sativum) Ve Kişniş’in (Coriandrum Sativum L.) Terapötik Etkileri
Modern yaşam ile birlikte ne yazık ki sadece belirli işlerde çalışanlar değil aynı zamanda günlük hayatın içinde de ağır metallere maruz kalma yaşanmaktadır. Ağır metaller, insanlarda zamanla “vücut metal yükü” oluşturur yaşlanma ile birlikte vücuttaki miktar artar ve toksik etkiler meydana gelmeye başlar. Sağlık problemlerinin birçoğunun arkasında araştırılması gereken ilk şeylerden biri ve belki de en önemlisi vücutta ağır metal zehirlenmesi olup olmadığıdır. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki belirli bazı doğal bitkisel takviyeler vücuttan ağır metallerin atılmasına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, görece en çok maruz kalınan kurşun ve kadmiyum ağır metallerinin, kişniş ve sarımsak kullanılarak vücuttan atılımının sağlanması araştırılacaktır. in vitro sindirim sistemi modeli hazırlanarak, atılma miktarı tespit edilecektir. Ağır metal analizleri ICP-OES (Inductive Coupling Plasma - Optic Emission Spectrometer) cihazı ile Yıldız Teknik Üniversitesinde hizmet alımı şeklinde yaptırılacaktır.
2024-07-30 19:45:54
ARAŞTIRMA PROJESİ
Devam Ediyor
İş Kazalarının Sebeplerinden Olan Stres Düzeyinin, Vücut Salgısında Kortizol Hormonu ile Belirlenmesini Sağlayan Cihaz Tasarımı
Kortizol hormonu vücudun stres hormonu olarak bilinmesinin yanında,metabolizmayı düzenleme, inflamatuar yanıt ve bağışıklık sistemine destek gibi görevleri vardır. Ayrıca kortizol sinir, bağışıklık, kardiyovasküler, solunum, üreme ve kas-iskelet sistemlerini etkileyebilir. Kortizol seviyelerinin ölçümü kan, tükürük ve ter gibi vücut sıvılarından gerçekleştirilebilir. Normal kortizol seviyeleri terde 8 ila 142 ng/mL, plazmada 40 ila 250 ng/mL ve tükürükte 1 ila 11 ng/mL arasında değişmektedir. Kadınlarda 200 ng/ml erkeklerde ise 500 ng/ml kortizol seviyesi stres durumunu ifade etmektedir. Kortizol analizinde altın standart, enzime bağlı bir immünosorbent tahlili (ELISA)’dır. Bunun yanında kortizol hormonu kolorimetrik olarak tespit edilebilir. Çalışmamızda hazırlayacağımız mikro akışkan tabaka üzerinde kortizol hormonunun kolorimetrik analizi mavi tetrazolyum yöntemi ile gerçekleştirilecektir. Bu çalışmada amacımız belirli hastalık tanılarında önemli rolü olan kortizol hormonunun düzey tespitini teknolojinin sağladığı avantajlardan yararlanarak sağlamaktır. Tasarımımızın 4 temel basamağı mevcuttur. İlk olarak termal kumaş kaplı emici bir malzeme kullanımı ile ter örneklerini toplamayı sağlayacak ilk katmandır. İlk katmanın üzerinde balmumu kullanımı ile oluşturulmuş bir kanal ve kanalın sonunda kolorimetrik reaksiyonun gerçekleştiği kimyasal ile muamele edilmiş reaksiyon bölgesi içeren takıp çıkarılabilir mikro akışkan tabaka bulunacaktır. Renk reaksiyonunun gerçekleştiği bölge üzerine yerleştirilmiş led ve mikro kamera ile belirli bir frekanstaki ışık altında renk reaksiyonun gerçekleştiği bölge fotoğraflanacaktır. Çalışmanın 4. ve son aşaması ise mikro kamera ile alınmış görüntünün wifi/ bluetooth benzeri iletim kanalı kullanılarak sisteme tanımlanmış akıllı cihaza iletilmesinden sonra tanımlı cihaz içerisindeki görüntüden kırmızı(R), yeşil(G), mavi(B) kanal yoğunluğu okumasının yapılması ve etiketleme yöntemi kullanılarak renk değişim oranına göre kortizol hormon düzeyinin sayısal olarak belirlenmesidir. Oluşturulması hedeflenen sistem ile gün içerisinde kullanıcının giyeceği cihazdan alınacak kortizol düzeyi ölçümlerinin akıllı cihaza gönderilerek sürekli takibinin sağlanmasını ve kaydedilerek kortizol hormonundaki olası değişikliklerin takibini kolaylaştırması hedeflenmektedir. Sistem tasarımının başarılı olması halinde ileri aşamalarda kortizol hormonuna ek olarak terden ve hatta serumdan takip edilebilir çeşitli moleküler biyobelirteçlerin tespiti düzenli olarak takibi mümkün olabilir.
2024-07-30 19:24:50
Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Tamamlandı
Kapalı Devre Televizyon (CCTV) ile Yapay Zekâ Destekli Yüz ve Duygu Tanıma Sistemlerine Dayalı Çalışma Psikolojisi Ölçüm Sistemi
Duygu, bireyin ruh halinde biyokimyasal ve çevresel tesirlerle etkileşiminden doğan karmaşık psiko-fizyolojik bir değişimdir. Kişiye özgü sağlık, duyusunu belirleyen temel faktör olup, insanın günlük yaşamında merkezi bir rol oynar. Bireylerin karşılaştığı durum ve olaylara bir tepki olarak gelişen bu durum büyük ölçüde tutum ve davranışlarına yansımaktadır. Dolayısıyla bireylerin mutluluk indeksinin yüksek olması yani olumlu duygulara sahip olması çalışma alanlarında başarı, iş zenginleştirme gibi daha pozitif bir katkı sağlarken öfke, korku, stres gibi olumsuz duygular icra edilen işe odaklanamamayı sağlayarak hem verimin düşmesine hem de iş kazları gibi olumsuz durumların yaşanmasına sebebiyet verebilir. Mimik ise bir duygu ve düşüncenin kaş, göz, ağız, yüz hareketleriyle anlatılmasıdır. Mimikler, bir duyguyu veya düşünceyi anlatmak ve duyguları pekiştirmek için kullanılmaktadır. Çalışma kapsamında; iş yerinde çeşitli amaçlarla kullanılan CCTV sistemlerine tanımlanacak yapay zeka destekli bir yazılım aracılığı ile çalışanların ruh hallerinin anlık yansıması olan yüz ifadelerine ve mimiklerine odaklanılarak genel psikolojik durumları hakkında çıkarımda bulunmak, iş vereni veya iş güvenliği uzmanını bu konu ile ilgili bilgilendirerek ilerde psikolojik nedenlerle (duygusal durum, stres, motivasyon vs.) oluşabilecek kazaların proaktif yaklaşımla önlenmesidir.
2024-07-30 19:24:38
Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Tamamlandı
DÖNEMSEL OLARAK PİNUS SİLVESTRİS AĞAÇLARINDAN ELDE ETTİĞİMİZ SOYMUK MADDESİNİN,BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ETKİSİNİN, NATURAL KİLLER HÜCRE AKTİVİTESİ ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
Çam ağacı kabuğu ve yapraklarından ekstrakte edilen bileşenlerin enflamatuar hastalıklarda, yara iyileşmesinde, kanamaları önlemede, öksürük giderici olarak, diş ağrılarının tedavisinde ve analjezik, sedatif, antihelmintik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Çam ağacının içerdiği ana maddelerden olan polifenol yapılarının çok güçlü antioksidan etkilerinin olduğu, kardiyovasküler hastalıklar, karaciğer hastalıkları ve sinir sistemi üzerine etkileri olduğu bilimsel olarak açıklanmıştır. Bu çalışmamızda Türkiye Karadeniz Bölgesinde özellikle Kastamonu ve civarında geniş yayılım gösteren Pinus Silvestris (Sarıçam) ağacı ürünlerinden olan ağaç içi besleyici sıvı olarak tanımlanabilecek ve yüzlerce yıldır yöresel olarak tanımlanıp Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde şifa verdiği düşünülerek tüketilen soymuk maddesinin ekstresinin, hem doğuştan gelen hem de uyarlanabilir bağışıklıkta kilit rol oynayan Natural Killer hücre aktivitesi üzerindeki in-vitro etkilerini araştıracağız. Bu amaçla,bağışıklık sistemi üzerine etkisini, K562 insan lösemi hücreleri üzerinde test edeceğiz. Natural Killer hücreleri olarak, aktivitesini daha önce Promoca ile inkübe edilerek, Gama İnterferon salgısı kantitatif olarak NK Vue testi ile belirlenmiş normal kişilerin kanlarından Ficoll dansite gradienti oluşturularak elde edilmiş mononükleer hücre örneklerini ve standart belirlemek için hücre kültürü ile elde edilmiş Natural Killer hücrelerini kullanacağız. Soymuk örneğini, in vitro hazırladığımız barsak ortamı sıvısı içinde çözdükten sonra, Soxhlet ekstraksiyonu ile deney ekstraktını hazırlayacak ve hücre deneylerinde kullanılmak üzere liyofilize edilecektir. Liyofilize edilip,dokular arası suyu alınan örnekler vakumlu saklama kaplarında test uygulamaları için kullanılacaktır. Soymuk ekstreleri ile etkileştirilmiş olan Natural Killer Hücrelerinin, K562 insan lösemi hücreleri üzerindeki invitro öldürücü etkileri Soymuk ekstraktının bağışıklık sistemine nasıl bir katkıda bulunduğunun göstergesi olacaktır.Bu çalışmada ayrıca Soymuk örneklerinin antioksidan özellikleri ve etki değerleri saptanacak ve kullanılan numunelerin deney ortamında ki etkinlikleri standardize edilmiş olacaktır.
2024-07-30 19:24:24
Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Tamamlandı
Açık Hava Fitness Ekipmanlarına Egzersiz Bilgilendirme Araçlarının Eklenmesinin Kullanıcıların Sağlık Algısı Üzerine Etkileri
Birçok ülkede parklara yerleştirilen açık hava fitness ekipmanı (AFE), her yaş grubundaki bireyleri fiziksel aktiviteyi teşvik etmektedir. AFE alanlarının fiziksel aktivite seviyesinin arttırılmasına katkıda bulunmasıyla, halk sağlığını da olumlu yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Literatürde, gerekli önlemler alınarak, belirli egzersiz protokolleriyle gerçekleştirilen AFE kullanımına ilişkin olumlu fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlık sonuçları raporlanmıştır. Ancak AFE’lerin popülaritesine rağmen, fitness hedefine ulaşmak için ekipman kullanımının etkinliğini araştırmak için çok az araştırma yapılmıştır. Direnç, esneklik ve denge için sonuçlar kesin olmadığından, AFE kullanmanın fiziksel etkinliğini değerlendirmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Ayrıca ekipmanların kullanımı konusunda doğrudan profesyonel denetim bulunmadığından, AFE alanlarında düşme ve yaralanma gibi riskler bulunmaktadır. Alanlarda gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve yönlendirilmenin yapılması gereklidir. Bununla birlikte, ekipmanları uygunsuz şekilde kullanmak potansiyel bir sorun olduğundan, doğru egzersiz uygulaması için en uygun denetimsiz talimat yöntemini bulmak önemlidir. Bu kapsamda, İstanbul Kartal bölgesinde AFE’lerin yer aldığı bir parkta, pilot bir çalışma gerçekleştirilecektir. Öncelikle arazinin uygunluğu incelenecek, güvenlik için çevresel faktörlerin (kaygan olmayan zemin ve ekipman) kontrolü ve güvenli kullanım sağlamak için ekipmanlarda gerekliyse çeşitli ayarlamalar yapılacaktır. Ekipmanların yanına uygun egzersizleri açıklayan ifadeler ve resimler içeren bilgi panelleri eklenecektir. Ekipmanların üzerine yerleştirilen QR kodlar ile erişilen linkte, bireylerin kendi yaş ve fiziksel durumlarına göre ekipmanların uygunluğu, kullanım biçimleri ve kullanım sürelerine ilişkin video ve yazılı bildirimler verilecektir. Bu çalışma ile, AFE alanlarında oluşabilecek risklerin minimize edilmesini ve halk sağlığı için ekipmanların doğru kullanılmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Çalışmanın öncesinde ve sonrasında yapılacak anket ile, ekipmanları kullanan bireylerin genel fiziksel aktivite ve sağlık algısı ile memnuniyetleri araştırılacaktır.
2023-09-20 12:25:02
Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Devam Ediyor
Türkiye'de Yetiştirilen Kabuklu Yulaf Çeşitlerinde (Avena sativa L.) Avenanthramides ve Serbest ve Bağlı Fenolik Asitlerin Ekstraksiyonu Tanımlanması ve Miktar Tayini
Yulaf, zengin bir protein kaynağı, önemli mineraller, lipitler ve B ve E vitaminleridir.Ayrıca, β-glukan (yulaf diyet lifinin önemli bir bileşenini oluşturan karışık bağlantılı bir polisakkarit), zayıf yatıştırıcı etkileri olan indol alkaloid gramin, fenolik bileşikler ve antioksidan aktiviteye sahip tokoller gibi birçok biyoaktif fitokimyasal içerir. Daha da önemlisi, 25'ten fazla benzersiz bileşik, avenantramidler, yalnızca yulafta bulunur. Patojenik mikroorganizmalara maruz kalmaya yanıt olarak bitki tarafından üretilen antipatojenler (fitoaleksinler) olarak işlev görürler. Avenantramidler yulafta fitoaleksinler olarak rol oynar. Son zamanlarda, avenantramidlerde antioksidan aktivite, antiinflamatuar, anti-aterojenik ve anti-proliferatif etki olarak çeşitli biyoaktiviteler bulunmuştur. Yulaf tahıllar içerisinde mısırdan sonra en yüksek yağ oranına sahip enerjisi yüksek bir üründür. İnsan ve hayvanların beslenmesinde ve özellikle atlarda kullanılmaktadır. 2020 yılı itibariyle 265 bin tonluk bir üretimi olan yulafın dekara verimi 963 kg olup, Türkiye'de en fazla üretime sahip bölgesi İç Anadolu Bölgesidir. En fazla üretim yapılan iller ise Ankara ve Sivas'dır. 2020 yılında ekim alanı %3,2 artış göstermiştir. 2020 yılında üretim hem alan hem de verim artışından kaynaklı %19 artış göstermiştir(37). Ancak Türkiye’de yetiştirilen yulafların fenolik bileşimi hakkında çok az bilgi vardır. Çalışmanın amacı Türkiye’de yetiştirilen yulaf türlerinde (Avena sativa L.) serbest ve bağlı fenolik asitlerin yanı sıra avenantramidlerin konsantrasyonlarını araştırmaktır.
2023-09-20 12:23:37
Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi
Devam Ediyor
Mapping Heavy Metal Pollution in the North-Western Black Sea Region
Bati Karadeniz bölgesindeki havzalarda belirlenecek olan giris ve cikis noktalarindan elde edilecek su ve denizdeki su kalite parametrelerinin olçümleri ile topraktaki ilgili* parametrelerin ölçümleri alınacaktır. Ağır metallerin miktarlarini tahmin edebilmek icin saha ölçümleri ve ilgili makamlardan elde edilen verilerin bir araya getirilmesi sonucunda, karar ağaçları ve/veya yapay sınır ağları algoritmaları kullanılarak, ağır metal miktarları tahmin edilecektir. Ağır metal düzeyleri performans değerlendirmesinde hata kareleri toplamı ve genellenebilirlilik katsayısı(R2: korelasyon katsayısı, belirleme katsayısı) kullanılacaktır. Karar ağacları ile ağır metal miktarına etkiyen en önemli girdi parametrelerinin belirlenmesi de sağlanacak ve tartışılacaktır.
2023-09-20 12:10:24
Avrupa Birliği
Beklemede